Yavuz Semerci yavuz.semerci@gazeteport.com 196 milyon dolar tazminatın çerezi bile olmaz! Birkaç kez yazdım: Türkiye’nin başındaki en büyük bela Cem Uzan ve Ailesi’nin (Kıbrıs Rum kesimi’nde kurulu Libananco adlı şirket kanalıyla) Türkiye aleyhine açtığı, 10 milyar dolarlık tahkim davasıdır. Başkanlığını Michael Hwang'ın yaptığı 3 kişilik tahkim heyeti, 2006 yılından bu yana tarafları dinliyor, ara kararlar alarak soruşturmayı derinleştiriyor. (http//icsid.worldbank.org sitesinden takip edilebilir.) Konu basit: Uzan Ailesi, Erdoğan Hükümeti'nin, (Enerji Bakanlığı kanalıyla) halka açık ÇEAŞ ve Kepez’e ait lisansları haksız yere iptal ettiğini ileri sürüyor. Uzanlar, onlarca baraja el konulmasıyla sonuçlanan lisans iptalinin kendilerini ve küçük ortaklarını milyarlarca dolarlık zarara uğrattığını ileri sürüyor. Türkiye tarafı ise bu iddiayı çürütmeye çalışıyor. Libananco'nun bu başvuruyu yapmadan evvel ÇEAŞ ve KEPEZ hisselerinin büyük bir kısmını kendi üzerine geçirdiğini eklemeliyim. Dün gelen telefon, (Bu davayı yakından takip eden ve sanırım Uzan Ailesi ile ilişkili bir kaynak) 12 Mayıs tarihinde Tahkim Heyeti’nin aldığı kararları anlatıyordu. Sitede kararın tam metni yok ama doğruysa bu iş Türkiye lehine yürümüyor demektir. İddiaya göre, Tahkim heyeti, “Davanın muhatabı (Yani Türk Devleti), hamilinde bulunan ÇEAŞ ve Kepez'e ait tüm hisseleri ve 12 Haziran 2003 tarihinden bu yana yazılı tüm belgeleri (kamu kuruluşları ve organları ile yapılan tüm yazışmalar dahil) dava kapsamında açacaktır” kararı alıyor. Buna göre tutanaklar, çeşitli bakanlık ve kurumlar arasındaki iç yazışmalar, belgeler, Libananco’ya ibraz edilecek, Libananco bu belgeler üzerinden inceleme ve sorgulama yapabilecek. Anlayacağınız, Uzan’ın avukatları mahkeme kararıyla belge inceleyecek, belge toplayacak. Peki ama neden? Yapılan yoruma göre mahkeme bu kararı aldı, Çünkü, tazminat miktarının belirlenmesinde bu inceleme gerekli… *** Türkiye tarafını Coşar Avukatlık Bürosu savunuyor. Tahkim Heyeti daha önce Türkiye’nin canını acıtan birkaç karar almıştı. Bunlardan birisi Türkiye’nin zamanında savunma yapmayarak temerrüde düşmesiydi. Bir diğer kararda ise Libananco avukatlarının Türkiye temaslarının polis tarafından takip edildiği ve telefonlarının dinlendiği ortaya çıkmış ve mahkeme bu kayıtların derhal silinmesini (yok edilmesini) istemişti. (Bu soruşturmayı geçtiğimiz günlerde görevinden istifa eden savcı Mecit Ceylan yürütüyordu.) Tahkim Heyeti’nin aldığı kararları köşemde yazdığım için “Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İmar Bankası’ndan kaynaklanan suç delillerinin aklanmasına yönelik soruşturmanın gizliliği kararını ihlalle" suçlandım. Ve hapis cezası istemiyle hakkımda dava açıldığını da yeri gelmişken belirteyim. *** Tahkim Heyeti’nin aldığı kararların haberleştirilmesine uygulanan sansürün nedenini anlamamakla birlikte davanın ekonomik hayatımıza darbe vuracak nitelikte tazminatla sonuçlanabileceği uyarısını bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Bu arada edindiğim bilgiye göre, Coşar Avukatlık Bürosu'nun, Türkiye’nin tanımadığı Kıbrıs Rum Kesimi’nde faaliyet gösteren bir şirketin Türkiye’yi dava edemeyeceğine yönelik tezi de Tahkim Heyeti tarafından kabul görmemiş. Tahkim Heyeti, 25/5/2000 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan (karar sayısı 2000/786) Ecevit Hükümeti tarafından kabul edilen ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından imzalanarak yürürlüğe giren “Avrupa Enerji Şartı Konferansı Nihai Senedi”ne atıfta bulunarak, “Bu anlaşmanın taraflarından birisi de Resmi Gazete’de yazıldığı gibi Kıbrıs Rum Kesimi’dir. Avrupa’da 17 Aralık 1994 yılında yürürlüğe giren bu anlaşmayı kabul etmek, Rum Kesimi’ni tanımaktır” demiş… *** Düşünün; Libananco’nun onlarca avukatı Mayıs ayı içinde Türkiye’ye gelecek. TMSF’ye, Takasbank’a, İMKB’ye gidecek inceleme yapacak. Bu avukatların takip edilmemesi, telefonlarının dinlenmemesi ve engellenmemesi de Tahkim Heyeti’nin kararları arasındadır sanırım. Bana sorarsanız, önümüzdeki bir kaç ayın adamı Cem Uzan’dır. Adını sık sık duyacağız… *** Sadece bir duyum. Doğrulatamadım. Ancak Uzan tarafı Başbakan ile doğrudan görüşmeler yoluyla konuyu çözüme kavuşturmak istiyor. Hükümet ise Uzan ile görüşmelerin alt düzeyde sürmesinden yana. Ve sanki düşük bir tazminat ile bu işi kapatmaya yönelik bir lobi faaliyette. *** Ne ilginç bir ülkede yaşıyoruz. Uzan Ailesi’nin bir kısım ferdi, İmar Bankası’nın içini boşaltmaktan Kırmızı Bültenle aranıyor. Yine Uzanlara ait şirketi temsil eden avukatlar ise mahkeme kararı ile Türkiye’nin resmi kurumlarında belge avına çıkacak. Bir yandan Uzan'ın İsviçre'deki 196 milyon dolar servetini Türkiye'ye getirdik diye seviniyoruz. Öte yandan 10 milyar dolarlık (faizleri hariç) tazminatla karşılaşma ihtimalimiz yükseliyor. (NOT: Libananco Davası’nın final duruşmaları ise 2-9 Kasım tarihlerinde Washington’da yapılacak.) Kaynak: http://www.gazeteport.com.tr/YAZARLAR/NEWS/GP_458125